DOKTORCLUB AWARDS 2023

Yılın Doktoru Ödülleri - Yılın Yenilikçi Temel Bilimler Doktoru Finalisti

Dr. Rıfat Uğurlutan


Dr. Rıfat Uğurlutan

   Bu proje ile Deri deformasyonlarının tedavisinde klinik olarak sıkça kullanılan doku genişletici uygulamalarında yaşanan, gerek hekim gerekse hasta orijinli komplikasyonların azaltılmasına olanak sağlayacak, hastanede kalış süresini kısaltarak hastanın ve doktorun tedavi sürecinde yaşadığı tıbbi, sosyal ve ekonomik zorlukları en aza indirebilecek, kullanım ve uygulama prensiplerini değiştirerek periyodik enjeksiyon gereksinimini ortadan kaldıracak, hastanın üretkenliğini minimal seviyede etkileyerek sosyal hayata en kısa sürede re-adaptasyonunu sağlayacak, tedavi sürecini otomatize olarak yürütebilecek, tedavi takibine yeni parametreler ekleyecek, süreçle ilgili bilgileri kayıt edebilecek, hastanın doktorla temas kurması gerektiği durumları hastaya bildirip, klinik sürecin tüm değerlerinin gerektiğinde kablosuz teknolojileri kullanmak suretiyle hekime ulaşmasını sağlayacak ve bu teknolojiler yardımıyla hekimin tedavi üzerine modifikasyonlar yapabilmesine olanak tanıyacak yapay zekaya sahip bir robotik tedavi ve hasta takip sistemi oluşturmak için geliştirilmiştir.
   Sistem, konvansiyonel olarak parenteral girişimle her ekspansiyon uygulamasında salin enjeksiyonu yerine deri altına uzanan bir valf sistemi ile pnömatik bir etkiyle doku genişlemesini sağlamaktadır.
   Doku genişletme cerrahisi, tümör, doğumsal kusurlar, travma sonrası oluşan doku bozuklukları, yanık sakarları ile kozmetik ihtiyaç veya talepler gibi endikasyonlar nedeniyle doku kayıplarını gidermekte kullanılan rekonstrüktif cerrahi tekniğidir. Teknik, vücudun tüm alanlarına uygulanabildiği gibi, en çok baş boyun bölgesinde kullanılır. Balon plasti, doku genişletme cerrahileri arasında umut vadeden ve çok başarılı sonuçlar alınabilen bir cerrahi teknik olsa da sonuçlar her zaman beklenildiği gibi seyretmemekte ve çeşitli komplikasyonlar gelişebilmektedir. Çoğu zaman hekim kaynaklı olduğu düşünülen ekspozisyon (balonun uygulama alanının dışına çıkması), doku perfüzyon bozukluğuna sekonder gelişen enfeksiyon, tedavi sürecinin çeşitli nedenlerle hastaya devredilmesi sonucunda balonun patlaması ile gelişen rüptür, ya da doku harabiyeti gerçekleşebilir. Klinik çevrelerce bu komplikasyonlarla sık karşılaşılmayacağı gibi bir kanıya sahip olunsa da genel olarak yüz hastanın 22 ‘sinde bu komplikasyonlara rastlanmaktadır.
   Bu komplikasyonların sebepleri sorgulandığında temelde yatan kusurun insan kaynaklı uygulama hataları olduğu gibi görünse de bilimsel veriler bu etkenleri balon tarafından dokuya uygulanan basıncın limit üstü olması, aşırı doku gerilmesi, doku perfüzyon bozukluğu, enfeksiyonlar, genişleme alanının sapmasına sebep olan balon ağırlığı olarak tanımlamaktadır sistemin su yerine hava ile rezervi doldurması tüm bu komplikasyonların önüne geçmektedir.
   Hastaların tedavi süreci ile ilgili değerlendirmeleri, klinik sorunların dışında farklı zorlukların da gündemde olduğunu göstermektedir. Bu zorlukların en başında periyodik olarak yapılan enjeksiyonlar yer almaktadır. Prosedürün uygulanma sürecinde, parenteral uygulamanın çeşitli nedenlerle hastaya devredilmesi ile bu sorun daha da büyük bir hale gelmektedir. Tedavi sürecinin değerlendirilme ve takibi genel olarak cerrah tarafından yapılmakta ve gözle muayene şeklinde gerçekleştirilmektedir. Bu sebeple çoğu zaman perfüzyon bozuklukları ve erken başlayan enfeksiyonlar gözden kaçırılabilmektedir. Hastanede kalış süresinin uzaması veya sık yapılan hekim vizitleri enfeksiyon riskinin yanı sıra ekonomik ve sosyal yaşamı da olumsuz etkilemektedir. Üretkenliği ciddi olarak etkileyen bu süreç, ayrıca hastada psikolojik travmalara sebep olabilmektedir.
   Projenin temel hedefi, tüm bu sorunları minimalize edecek bir model geliştirmekti. Planlanan sistemin anatomisine genel olarak bakıldığında; rutinde kullanılan silikon balon, ana kontrol ünitesi ve bağlantı elemanlarıdır. Ayrıca derinin çekme testi esnasında optik rezistif ve maruz kaldığı stres bilgisiyle elongasyon miktarı ölçen bir sistem geliştirilmiştir. Bu sistemle ekspansiyon uygulanan bölüm ile ekspansiyon uygulanmayan örnekler arasında kıyaslama yapılmıştır. Bu proje ile doku geriliminin deri dokusu üzerinde şimdiye dek araştırılmamış olan rezistif ve optik değişimleri literatüre kazandırılmış, bu ölçümleri yapabilen bir sistem geliştirilmiştir.