Ecz. Ayşegül Ateş Değirmenci
Ben Dr.
Ecz. Ayşegül ATEŞ DEĞİRMENCİ. 2016 yılında Ege Üniversitesi Eczacılık
Fakültesi’nden dönem birincisi olarak mezun oldum. Ege Üniversitesi Eczacılık
Fakültesi Farmasötik Mikrobiyoloji Anabilim dalında doktoramı “Metisiline
Dirençli Klinik Staphylococcus aureus İzolatlarında Antibiyotik Direncinin CRISPR/Cas9 Temelli Genom Düzenlemesi İle
Baskılanması” başlıklı tezim ile 2023 yılında tamamladım. Aynı bölümde öğretim
elemanı olarak çalışmalarıma devam ediyorum.
Antibiyotik direnciyle mücadelede yeni bir
yaklaşım:CRISPR/Cas antimikrobiyalleri
“Antibiyotik
direnciyle mücadelede yeni bir yaklaşım:CRISPR/Cas antimikrobiyalleri”
başlıklı projemizin temel amacı antibiyotik direnciyle mücadelede yenilikçi bir
yaklaşım sunmaktır.
Antibiyotikler modern yaşamın devrim yaratan
keşiflerindendir. 1928 yılında Alexander Fleming tarafından penisilin keşfiyle
başlayan antibiyotik çağı bir çok yeni antibiyotiğin kullanıma girmesiyle devam
etmiştir. Bu dönemde enfeksiyon
hastalıklarıyla ilgili mücadelenin son bulduğu düşünülse de antibiyotik direnci
hız kesmeden kendini göstermiştir. Antibiyotik direnci, bakterilerin
antibiyotiklere karşı geliştirdikleri kompleks bir organizasyondur. Aynı
zamanda direnç, riskleri tüm ülkeler tarafından paylaşılan küresel bir sağlık
sorunu ve sosyoekonomik bir problemdir. 2019 yılında antibiyotik direncine
bağlı olarak tedavi edilemeyen enfeksiyonlardan dolayı yaklaşık 5 milyon
kişinin hayatını kaybettiğini biliyoruz. Dünya sağlık
örgütü (DSÖ) 2014 yılında sunduğu raporda direnç oranları bu hızla artmaya
devam eder ve herhangi bir önlem alınamazsa 2050 yılına kadar yılda 10 milyon
kişinin antibiyotik direncine bağlı olarak tedavi edilemeyen enfeksiyon
hastalıklarından dolayı hayatını kaybedeceğini bu problemin 100 milyon dolarlık
ek sağlık harcamasını da beraberinde getireceğini belirtiyor. Son
yıllarda enfeksiyon hastalıklarının tedavisindeki potansiyel terapötik
ajanların yetersiz kalması direnç sorunuyla mücadelede antimikrobiyal etki için
yenilikçi yaklaşımlara olan ihtiyacı ortaya çıkartıyor. CRISPR/Cas teknolojisi
de bu yenilikçi yaklaşımlardan biri. CRISPR/Cas sistemi (Clustured Regularly Interspaced Short Palindromic
Repeat/CRISPR-associated proteins - Düzenli aralıklarla kümelenmiş kısa
palindromik tekrarlar) temel olarak bakteri ve arkelerin plazmid
ve faj gibi yabancı genomlara karşı geliştirdikleri adaptif bir savunma
sistemidir. 2012 yılında Emmanuel Charpentier ve Jennifer Doudna yayınladıkları
makale ile bu sistemin bir genom düzenleme teknolojisi olarak
kullanılabileceğini gösterdiler.
Antibiyotik
direncine bağlı olarak tedavide karşılaşılan zorluklar, tedavi
seçeneklerinin gittikçe kısıtlanıyor oluşu ve yeni bir terapötik ajan arayışı
doktora tezimi şekillendirirken CRISPR/Cas antimikrobiyallerine yönelmemi
sağladı. Bu kapsamda temel amacım antibiyotiğe dirençli bir mikroorganizmanın
bu direncinden sorumlu genlerini CRISPR/Cas9 teknolojisiyle hedefleyerek
antibiyotiğe duyarlı hale getirmekti. Bu amaç kapsamında hedef mikroorganizma
olarak klinikte ciddi bir tehdit haline gelmiş metisiline dirençli klinik Staphylococcus
aureus (MRSA) izolatı ile çalışmalarımı gerçekleştirdim. Çalıştığım klinik
bakteri kökeni metisilin (mecA) direncinin yanında gentamisin (aacA)
ve siprofloksasin (grlA, grlB) direncine de sahipti. CRISPR/Cas
teknolojisini kullarak MRSA kökeninin metisilin, gentamisin, siprofloksasin
direnç genlerini eş zamanlı şekilde hedefleyip baskılarak bakterinin bu
antibiyotiklere karşı duyarlı hale gelmesini sağladım. Metisilin (mecA),
gentamisin(aacA), siprofloksasin (grlA, grlB) direnç
genlerindeki baskılanma sonucunda Gen ve protein ekspresyon analizlerinde
istatistiksel olarak anlamlı bir azalma tespit edildi. Fenotipik antibiyotik
duyarlılık testlerindeki sonuçlar değerlendirildiğinde Metisiline dirençli Staphylococcus
aureus kökenindeki antibiyotik direnç genlerinin baskılanması sonucunda
beta-laktam, kinolon ve aminoglikozid grubu antibiyotiklere karşı direnç
kırılmış oldu. Sonuç olarak kökenler ilgili antibiyotiklere dirençli
kategorisinden duyarlı kategorisine geçti.
Gerçekleştirdiğim
proje ile ilk kez metisilin dışında gentamisin ve siprofloksasin direnç
genlerinin baskılanabileceğini göstermiş oldum. Ayrıca çalışmam CRISPR/Cas
teknolojisi sayesinde dirençli mikroorganizmalarda eş zamanlı şekilde birden
fazla direnç geninin sekans spesifik olarak hedeflenerek antibiyotik
direncinin kırılabileceğini göstermesi bakımından önemlidir. Çalışmam CRISPR
antimikrobiyalleri ve direnç gelişimi nedeniyle kullanılamayan geleneksel
antibiyotiklerin kombine terapide kullanımını inceleyeceğimiz çalışmalara,
CRISPR/Cas içeren faj kokteylleri ve bunların nanofarmasötikler ile
kombinasyonuna dair ilerleyen süreçteki çalışmalara temel oluşturacak
verileri sunmaktadır. Gelecekte sekans spesifik olarak ve kişiye özgü CRISPR
antimikrobiyallerinin üretilebileceğini ve enfeksiyon hastalıklarının
tedavisinde bunlardan yararlanabileceğimizi düşünüyorum. Enfeksiyon
hastalıklarının tedavisinde CRISPR antimikrobiyalleri çığır açıcı
gelişmeleri beraberinde getirecektir.