İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi
KURUMTANITICI
YAZI
6550 sayılı yasa kapsamında kurulan Türkiye’nin ilk dört
Araştırma Altyapısı’ndan birisi olan İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi (İBG), 2014
yılından itibaren faaliyet göstermektedir. İzmir’de bilim, teknoloji ve yenilik
alanında bölgesel bir çekim merkezi kurmak için emek veren Dokuz Eylül
Üniversitesi mensuplarının eseri olan İBG’nin başlıca amacı, biyotıp ve genom
bilimlerinde güçlü araştırmalar gerçekleştirmek, sahip olduğu insan gücü ve
teknik altyapı ile sağlık ve ilaç biyoteknolojilerine dayalı ürünler
geliştirmek, böylece evrensel bilime ve milli sanayimizin dönüşümüne katkı
sağlamaktır.
İBG, Türkiye’nin yaşam bilimleri alanındaki en büyük ve
en iyi donanımlı araştırma altyapısıdır. Yedi katlı ana binada, Kanser, Genomik
ve Biyoinformatik, Kök Hücre ve Rejenerasyon, İmmünoloji ve Bulaşıcı
Hastalıklar, Sinirbilim ve Biyomühendislik alanlarında temel ve translasyonel
araştırmalar programı, teknolojik araştırmalar programı, endüstriyel ar-ge
programı konusunda araştırmalar gerçekleştirilen modern ve ileri teknolojiler
kullanılarak oluşturulan hizmet alanı bulunmaktadır.
PROJE TANITICI
YAZI
Salgın hastalıklara sebep olan mikroorganizmaların (bakteri, virüs) erken
tespiti, bu hastalıkların pandemiye dönüşmeden teşhisinin yapılması açısından
oldukça önemlidir. Bu bağlamda, laboratuvarımızda ölümlere dahi yol açabilecek
mikroorganizmaların tespiti için yüksek hassasiyette ve belirli semptomlar
gösterdiği tespit edilen hastaların bulunduğu ortamda (havaalanı, kırsal alan
vb.) tanı imkânı sağlayacak taşınabilir biyosensörler geliştirmekteyiz.
Bu projede hasta örneklerinden hızlı ve yüksek doğrulukta virüs tespitinin
yapabilmesini sağlayan taşınabilir, ekonomik ve kullanımı kolay bir optik
biyosensör platformu geliştirilmiştir. Geliştirdiğimiz
taşınabilir platform, üç ana parçadan oluşmaktadır. Platformda, yüksek
hassasiyete sahip ve yüzeyi virüslere karşı yüksek spesifite gösteren
antikorlarla kaplı bir plazmonik çip, bu çipi aydınlatmak için kullanılan bir
LED ışık kaynağı ve çipten geçen ışığın görüntüsünü kaydetmek için kullanılan
bir CMOS kamera bulunmaktadır.
Sistemde kullanılan plazmonik çip düşük maliyetli bir
nano-teknoloji tekniğiyle üretilmiş olup, yüzeyinde bulunan ve saç telinden 500
kat daha küçük metalik nano-yuvalara ışığı hapsederek güçlü optik yanıtlar
uyarmaktadır. Bu optik yanıtların özellikleri yüzeye bir analitin bağlanmasıyla
değişmekte ve bu değişim kamera gibi bir okuma aparatıyla tespit edilerek
yüzeyde bulunan analitin varlığı ortaya konmaktadır.
Nazal sürüntü yoluyla alınan örneklerin pürifiye
edilmesinden sonra, örnek yine laboratuvarımızda geliştirildiğimiz bir örnek
hazırlama aparatının içinde bulunan plazmonik çipin yüzeyine pipet yardımıyla
damlatılır. Bu aparat, plazmonik çip yüzeyini kontrol ve sensör bölgesi olarak
ikiye ayırır. Kontrol bölgesinde herhangi bir ligand bulunmamakta ve
dolayısıyla herhangi bir analit kontrol bölgesine bağlanmamaktadır. Örneklerin
dakika mertebesinde plazmonik çip yüzeyinde inkübasyonu sonrasında, plazmonik
çip taşınabilir platforma yerleştirilerek LED ışık kaynağı altında CMOS kamera ile
görüntüsü çekilir.
Başlangıçta sensör ve kontrol bölgelerinin görüntü
parlaklıkları eşittir. Nazal sürüntü örneğindeki virüs, sensör bölgesinde
bulunan antikorlar tarafından yakalanır. Bu nedenle LED ışık kaynağıyla
aydınlatılan plazmonik çipin optik yanıtı değişir ve sensör bölgesinde görüntü
parlaklığı kontrol bölgesine göre artar.
Taşınabilir platform ve örnek hazırlama aparatı gibi
donanımsal bileşenlere ek olarak, sistemimiz kullanım kolaylığı sağlayan,
tamamen laboratuvarımızda geliştirilmiş ve operatöre izlemesi gereken protokolü
basamaklar şeklinde uygulatan bir kullanıcı arayüzüne sahiptir. Geliştirdiğimiz
kullanıcı arayüzünde bulunan bir algoritma kullanılarak, elde edilen plazmonik
çip görüntüsünde bulunan sensör bölgesindeki virüslerden kaynaklı görüntü
parlaklığı değişimi belirlenir ve operatöre incelenen örnekteki virüsün varlığı
bildirilir.
Geliştirdiğimiz cihaz üniversaldır. Teknolojinin antikor
temelli olması sayesinde herhangi bir karakterizasyon çalışmasının yapılmasına
gerek kalmadan, kullanılan plazmonik çiplerin yüzeyinin tespit edilmesi istenen
virüslere afinite gösteren antikorlarla kaplanmasıyla, COVID-19 gibi ortaya çıkan yeni bir virüs temelli hastalığa hızlı bir
şekilde adapte edilebilmektedir.
Sistemimizin domuz gribine sebep olan H1N1 virüsünün tespite yönelik
uygulaması yerel basın tarafından büyük bir ilgiyle karşılanmış ve ulusal
kanallarımızda canlı yayın ve haberlerde, virüs kaynaklı hastalıkların
(COVID-19, SARS vb.) önüne geçilebilmesi için önemli bir adım olduğunun altı
çizilmiştir.
https://www.milliyet.com.tr/pembenar/galeri/izmirde-buldular-5-dakikada-domuz-gribini-tespit-edecek-6133237/2
Geliştirdiğimiz teknoloji birçok yenilikçi yönüyle
günümüzde kullanılan yöntemlere göre birçok avantaja sahiptir:
ꟷ
Günümüzde kullanılan test yöntemleriyle
eşdeğer hassasiyet ve doğruluğu, avuç içi küçüklüğünde taşınabilir bir
platformda sağlamaktadır.
ꟷ
Hasta olduğu düşünülen bireyin bulunduğu
lokasyonda 5 dakika gibi kısa bir sürede test sonucunu vererek, virüs temelli
hastalıkların pandemiye dönüşmeden semptomların görüldüğü yerde anında test
yapılmasını sağlamaktadır.
ꟷ
Optik tabanlı test platformu, örnek
hazırlama aparatı ve kullanıcı uygulamasıyla örnek hazırlama, testlerin
yapılması ve test sonucu raporlaması gibi basamakların tamamını tek bir entegre
platformda yapabilmektedir.
ꟷ
Virüs tespitine yönelik yöntemlere göre hem
donanımsal hem de yazılımsal açıdan kullanım kolaylığıyla eğitimli
profesyonellere ihtiyaç duymadan opere edilebilir.