Prof.Dr. Emin Özmert
Körlüğe Yol Açan Retinitis Pigmentosa (Tavuk Karası)
Hastalığının, Göbek Kordonunun Wharton Jelinden Elde Edilen Mesenşimal Kök
Hücrelerle Tedavisi
Prof. Dr. Emin ÖZMERT
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları
Anabilim Dalı
Ankara Üniversitesi Teknokent, BioRetina Inc.
Retinitis Pigmentosa
(Tavuk Karası) hastalığı; retinanın dış katlarını progresif olarak dejenere
ederek, fotoreseptörlerin kaybı ve optik atrofi sonucu total körlüğe yol açan
genetik nörodejeneratif bir hastalıktır; bununla ilgili, günümüze kadar 260
farklı mutasyon gösterilmiştir. Toplumda ortalama 1/4000 sıklıkta görülür;
Ülkemizde de yaklaşık 20.000 –
25.000 retinitis pigmentosa hastası
olduğu bilinmektedir. Retinitis pigmentosa; eğitim ve üretim çağındaki genç
nüfusu etkilemektedir. Genellikle ilk öğretim yaşlarında, alacakaranlıkta görme
zorluğu ile ortaya çıkar; periferik görme alanı, genetik tipe göre, yılda %
5-15 oranında daralarak sonunda borudan bakar bir hale gelinir ve 50’ li
yaşlarda total körlük ile sonuçlanır. Bu nedenle hastalık; hasta ve hasta
yakınları için önemli bir tıbbi,
psikolojik ve sosyo-ekonomik bir sorundur.
Retinitis Pigmentosanın,
günümüzde bilimsel olarak kanıtlanmış olan etkin ve standart bir tedavisi
bulunmamaktadır. Günümüzde gen
tedavisinin pek çok bilinmeyenleri vardır ve cost-effective değildir. Mesenşimal
kök hücreler, non-hematopoetik multipotent stromal hücreler olup, değişik
kaynaklardan elde edilebilir (kemik iliği, yağ dokusu, göbek kordonu dokusu/
kanı, plasenta, dental pulp, amniyotik sıvı).
Çalışmamızda kullandığımız umbilical cord Wharton jelly-derived
mesenşimal kök hücre, bunların hepsinden üstün özelliklere sahiptir.Göbek
kordonu; genellikle doğumdan hemen sonra atılan, fakat önemli bir kök hücre
kaynağı olan doğumsal biyolojik atıktır. Biz projemizde, GMP (Good
Manufactoring Practice) onaylı kök hücre laboratuarında, göbek kordonunun Wharton jelinden elde edilen
mesenşimal kök hücrelerini kullandık. Projemizde de olduğu gibi, kök hücre
temelli parakrin-trofik terapiler, genetik yapıya bakmaksızın, hastaların
önemli bir kısmında etkin olabilirler.
Projemiz; prospektif,
open-label, faz-3 klinik çalışma olup, Nisan 2019 ve Mayıs 2020 tarihleri
arasında, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı
“Retina-Vitreus Biriminde” ve Ankara Üniversitesi Teknokent’ de yürütüldü.
Çeşitli fenotip ve genotipdeki 32 Retinitis Pigmentosa hastasının 34 tek gözü
çalışma kapsamına alındı ve olgular 1
yıl takip edildi (tedavisiz diğer gözler ise, gerekirse kontrol grubu olarak
değerlendirildi). Çalışmamızda; göbek
kordonunun Wharton jelinden elde edilen
mesenşimal kök hücreler, non-invaziv bir cerrahi yöntem ile ve orbital ultrason
kontrolünde, gözün subtenon aralığına transplante edildi; damar ve lemfatik yapısından
fakir olan bu anatomik bölge, doğal bir hücre kültür ortamı ve depo alanı gibi
davranır.
Transplantasyondan önce
ve uygulamadan sonraki 6 - 12. aylarda
ölçülen fonksiyonel ve yapısal takip parametreleri birbirleriyle mukayese
edilerek istatistiki analizleri yapıldı. Her kontrol muayenesinde fonksiyonel
parametrelerde (görme keskinliği , görme alanı duyarlılığı, mfERG) artma saptandı.
Bu değerler, dış retinal kalınlık ve elipsoid zon genişliği gibi yapısal
paremetrelerle çok sıkı bir korelasyon gösterdi. Takip parametrelerinde; % 55,9
olguda önemli artış oldu, %38,3 gözde 1 yıl boyunca aynı kaldı ve kötüleşmedi,
% 5,8 olguda ise elipsoid zon kaybı
görüldü. Ameliyata ve kök hücrelerine ait herhangi bir oküler veya sistemik yan
etki ve/veya immün red reaksiyonu saptanmadı.
Sonuç olarak; güncel olarak etkin bir tedavisi olmayan
çeşitli genetik yapıda ve mutasyondaki pigmentosa hastalarımızın fonksiyonel ve
yapısal durumu, Wharton jelinden elde edilen mesenşimal kök
hücrelerin subtenon bölgeye transplantasyonundan sonraki 6. ve 12. aylarda, tedavi öncesine göre çok
daha iyi idi.