Doç. Dr. Neslihan Üstündağ Okur
Doç.
Dr. Neslihan Üstündağ Okur
2006 yılında Ege
Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldum. Yüksek lisansımı 2009,
doktora eğitimimi 2012 yılında Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik
Teknoloji Anabilim Dalı’nda tamamladım.2017 yılında doçent ünvanımı aldım.
İstanbul Medipol Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji Anabilim
Dalı’nda yardımcı doçent olarak görev yaptım. Şuan Sağlık Bilimleri
Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı’nda anabilim
dalı başkanı olarak görevimi sürdürmekteyim. Aristotle University
of Thessaloniki’de doktora
sonrası araştırmacı olarak bulundum. 3 adet ulusal/uluslararası tescil edilmiş,
3 adet ise başvurulmuş patentim mevcuttur. Uluslararası bilimsel dergilerde
basılmış 53 makalem bulunmaktadır.
Projemizin
amacı, osteoartrit tedavisinde kullanılmak üzere hyaluronik asit (HA) içeren
mikroemülsiyon ve in situ jel formülasyonlarının hazırlanması ve in vitro- in
vivo değerlendirilmesidir.
Osteoartritin erken dönem
tedavisi günümüzde oral olarak ya da eklemiçi enjeksiyon (intraartiküler) ile
sağlanabilmektedir. Oral yolla tedavinin en büyük dezavantajı düşük
biyoyararlanım göstermesi ve yan etki oluşma insidansının fazlalığıdır. Osteoartrit bölgesel bir hastalık olduğu için ilaçların
intraartiküler uygulanması tedavinin daha etkili olmasını sağladığı için büyük bir avantajdır. Son yıllarda osteoartritin
tedavi yöntemleri arasında en çok tercih edilen yaklaşımlardan birisi
hasarlanmış dizde azalmış olan HA yerine koyma, diğeri ise sinoviyal sıvının elastisitesini ve viskozitesini
normal sınırlara çekmeyi hedefleyen tedavi yöntemidir. HA osteoartrit tedavisinde klinikte sıklıkla
güvenle kullanılan ve bu nedenle öncelikli olarak tercih edilen etkin bir
maddedir. Ancak etkinlik süresinin yeterince uzun olmaması tekrarlayan
enjeksiyonları gerektirmektedir.
Mikroemülsiyonlar yağ fazı, yüzey
etkin madde, yardımcı yüzey etkin madde ve su fazından oluşurlar. Kolay
hazırlanmaları, şeffaf olmaları, termodinamik olarak stabil olmaları ve etkin maddelerin
çözünürlüğünü arttırmaları gibi avantajları vardır. İn situ jel sistemleri ise,
doğal, yarı sentetik veya sentetik polimerlerden oluşan uygulandığı bölgede
sol-jel dönüşümü gibi eşsiz bir özelliğe sahip olan ilaç taşıyıcı sistemlerdir.
Hazırlandıkları zaman oda
sıcaklığında ve daha düşük sıcaklıklarda sıvı olup vücuda verildiği sırada jel
formuna dönüşmesi bu taşıyıcı sistemlerin en büyük
avantajıdır. Intraartiküler uygulamalarda formülasyondan beklenen, uygulandıktan
sonra uzun süre uygulama yerinde kalması ve etkin maddeyi kontrollü bir şekilde
salmasıdır. Bu noktadan hareketle bu projede, HA’yı söz konusu ilaç taşıyıcı
sistemler içinde formüle ederek, bu sistemlerin taşıdıkları avantajlarından
yararlanarak bu sistemlerin osteoartrit tedavisinde kullanılması ile daha etkin
bir tedavi yöntemi sağlamış bulunduk. Bu projenin yenilikçi yönü ise,
osteoartrit tedavisinde araşidonik asit
metabolizmasında siklooksijenaz ve lipooksijenaz yolaklarını inhibe ettiği bilinen
setilmiristoleat maddesinin formülasyonlara tedaviye yardımcı bir ajan olarak
ilave edilmesi böylece pro-inflamatuvarprostaglandinler ve lökotrienlerin
üretimini azaltarak sadece HA içeren formülasyonlardan çok daha etkili
bulunan ilaçlar geliştirilmiştir.
Bu proje kapsamında
ilk defa hazırlanmış olan HA içeren mikroemülsiyon ve in situ jel
formülasyonlarının, HA’nın
biyoyararlanımını arttırmasında ve daha etkin bir tedavi sağlanmasıyla ileriye
dönük klinik katkı sağlayan ilaç formülasyonları geliştirilmiştir. Ayrıca bu
proje kapsamında planlanan çalışmalar ile osteoartrit
tedavisinde setilmiristoleat maddesinin intraartiküler
yolla uygulanması sayesinde bu etkin maddenin klinik kullanımına yeni bir bakış
açısı getirileceği de düşünülmektedir. Sonuç olarak projemiz ile, HA ve
setilmiristoleat maddeleri için yeni ilaç taşıyıcı sistemleri geliştirilmiştir
ve bu sistemlerin tedavideki etki mekanizması üzerindeki olası etkilerinin
açıklanması açısından önem taşıdığı gösterilmiştir.
Proje Numarası:(Tübitak
117S435)